Isparta’da son dönemde kaydedilen düşük büyüklükteki depremlerin beklenenden çok daha şiddetli hissedilmesi, bölgedeki sismik tehlikeye ilişkin endişeleri artırdı. Uzmanlar, kent merkezinin gevşek zemin yapısının sarsıntıların etkisini katlayarak artırdığını belirtirken, 1914’ten bu yana biriken sismik enerji ve mevcut yapı stokunun durumu konusunda uyarılarda bulunuyor. Kentte yaşanan 2.0 büyüklüğündeki bir sarsıntının dahi halkta korku yaratması, alüvyon zeminlerin deprem dalgalarını büyütme etkisine bağlanıyor. Bu durum, 1914’te bölgeyi etkileyen 7.1 büyüklüğündeki tarihsel depremden bu yana fay hatlarında biriken enerjinin potansiyel sonuçlarını daha da kritik hale getiriyor. Yapı güvenliği konusunda en büyük riskin, 2011 yılı öncesinde inşa edilmiş ve denetim mekanizmaları yetersiz olan binalarda yoğunlaştığı ifade ediliyor. Bu yapılar, olası bir depremde en savunmasız unsurlar olarak görülüyor. Hatta yönetmeliklere uygun yeni ve sağlam binalarda bile sarsıntıların güçlü bir şekilde hissedilmesi, zemin faktörünün önemini gözler önüne seriyor. Çözüm olarak ise kentsel dönüşümün hızlandırılması gerektiği vurgulanıyor. Yetkililer, can kayıplarının önüne geçmek için riskli yapıların yenilenmesini teşvik edecek devlet destekli programların hayata geçirilmesinin aciliyet taşıdığını belirtiyor.
Isparta’da Zemin Faktörü ve Eski Yapılar Deprem Riskini Artırıyor: Uzmanlardan Kritik Uyarı




