1. Haberler
  2. Isparta
  3. Birleşik Kamu İş bileşenleri ( Eğitim-iş ve Genel Sağlık İş ) İş Bırakma Eylemi Gerçekleştirdi

Birleşik Kamu İş bileşenleri ( Eğitim-iş ve Genel Sağlık İş ) İş Bırakma Eylemi Gerçekleştirdi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Isparta İl Başkanı ve Eğitimiş Başkanı Baki Tok, 13 Ocak Pazartesi günü yapılan basın açıklamasında, kamu emekçileri, işçiler, emekliler ve basın emekçilerine seslendi. Tok, emeğin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarının ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmaya ve insanca yaşam hakkının hiçe sayılmasına karşı ülkenin her köşesinde alanlarda olduklarını belirtti.

Tok, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranının, çarşıda ve pazarda yaşanan gerçeklerle bağdaşmadığını vurguladı. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla sefalete mahkûm edilmeye çalışıldıklarını ifade eden Tok, yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddettiklerini ve emeğin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükselttiklerini söyledi.

Kamu emekçilerinin maaşlarına yapılan %11,54’lük zammı trajikomik olarak nitelendiren Tok, bu zammın alın terine ve emeğe yapılmış büyük bir hakaret olduğunu belirtti. Ekonomik krizle her gün ağırlaşan hayat koşullarının temel ihtiyaçları bile karşılayamaz duruma getirdiğini ifade eden Tok, açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırdı.

Tok, zamların emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüştüğünü, market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışların emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindirdiğini belirtti. Kamu emekçilerinin maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırdığını ve art arda gelen zamlarla mücadele etmenin neredeyse imkânsız hale geldiğini söyledi.

Ülkede kira artışlarının vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaştığını belirten Tok, ortalama konut kira bedelinin asgari ücret düzeyine ulaştığını ve kamu emekçilerinin kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakıldığını ifade etti.

2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile girdiklerini belirten Tok, bu zamların yurttaşların büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı’nın “fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin” çağrısının, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade eden Tok, emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısının, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça gösterdiğini belirtti.

Tok, halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmediklerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ettiklerini söyledi. Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılmasının vicdanları yaralayan bir haksızlık olduğunu belirten Tok, yandaş şirketlerin kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesinin artık sabır sınırlarını aştığını ifade etti.

Tok, hakkımız olanı talep etmek için burada olduklarını belirterek, en düşük memur maaşına %100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacağını söyledi. Asgari ücretin işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmesi gerektiğini ifade eden Tok, kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılması gerektiğini belirtti. Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergilerin, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline geldiğini ifade eden Tok, vergi adaletinin sağlanması, ücretli çalışanların vergi diliminin %15’e sabitlenmesi ve temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergilerin kaldırılması gerektiğini söyledi.

Tok, yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanması gerektiğini belirtti. Alacakları her zammın taban aylıklarına ve emekliliklerine yansıtılması gerektiğini ifade eden Tok, işverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sisteminin şart olduğunu söyledi. Eşit işe eşit ücret talebinden asla vazgeçmeyeceklerini belirten Tok, kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulması gerektiğini ifade etti.

Tok, artık sessiz kalma zamanı olmadığını belirterek, bugün üretimden gelen güçlerini kullanarak 1 günlük iş bırakma eylemini gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu mücadelenin yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesi olduğunu ifade eden Tok, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen için mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Taleplerinin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili olacaklarını kamuoyuna ilan ettiklerini söyledi. Tok, emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam edeceklerini ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ettiklerini belirtti.

Baki TOK şunları söyledi :

Değerli kamu emekçileri, işçiler, emekliler ve kıymetli basın emekçileri!

Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz!

Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!

Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi.

Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır.

2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.

Cumhurbaşkanı’nın “fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin” çağrısı, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.

Sayın Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı?

Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve yaşam koşullarımızı iyileştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz!

Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz!

Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz.

Artık tükendik!

Hakkımız olanı talep etmek için buradayız:

  • Ancak, en düşük memur maaşına %100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır.
  • Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir.
  • Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.
  • Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
  • Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır.
  • İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır!
  • Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!
  • Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.

DEĞERLİ KAMU VE BASIN EMEKÇİLERİ!

Artık sessiz kalma zamanı değildir.

Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 (bir) günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz!

Hep birlikte sesimizi yükseltelim!

BU BURADA BİTMEYECEKTİR, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz.

İŞYERLERİMİZDEN ve ALANLARDAN uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz.

“SİZLER YEDİNİZ HESABI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ!!!”

“YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ”

“PATRONA TEŞVİK, EMEĞE ZULÜM.”

“TÜİK YALANI, EMEKÇİNİN DÜŞMANI.”

“İSTİKRAR DEDİLER, MEMLEKETİ YEDİLER.”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu

Birleşik Kamu İş bileşenleri ( Eğitim-iş ve Genel Sağlık İş ) İş Bırakma Eylemi Gerçekleştirdi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet