Sanal telefon numaraları, gizlilik sağlamak amacıyla kullanılırken, artan oranda dolandırıcılık, şantaj ve tehdit gibi suçların aracı haline geliyor. Özellikle +1 (ABD), +44 (İngiltere) ve +43 (Avusturya) gibi yabancı ülke kodlu sanal numaralar, WhatsApp gibi uygulamalarla entegre edilerek, suçluların kimliklerini gizlemelerini kolaylaştırıyor. Bu numaralar internet üzerinden kolayca satın alınabiliyor ve fiziksel bir SIM karta ihtiyaç duymuyor.
Sanal numaralarla WhatsApp hesapları açılabilir ve doğrulama kodu SMS veya arama yoluyla alınabilir. Ancak, bazı numaralar spam olarak işaretlenebiliyor ve doğrulama sürecinde sorunlara yol açabiliyor. WhatsApp’ın yakın zamanda QR kod yerine doğrudan numara ve şifreyle giriş izni verecek yeni bir özelliği test ettiği biliniyor.
Sanal numaralar, kişisel husumetlerin dijital bir silahı olarak kullanılıyor. Suçlular kendilerini polis, avukat, gazeteci veya mafya üyesi olarak tanıtarak hedef kişiler üzerinde baskı kurabiliyorlar. Kişisel fotoğraflar, mesajlar veya geçmiş ilişkiler üzerinden şantaj ve tehditler uygulanabiliyor. “Seni izliyoruz”, “Her şey elimizde” gibi ifadelerle psikolojik baskı oluşturuluyor ve yabancı ülke kodlu numaraların kullanılması tehdidin ciddiyetini artırıyor. Suçlular, aynı hedefi ve yakın çevresini farklı numaralarla arayarak korku iklimi yaratabiliyorlar. Bu durum, özellikle gençler arasında yaygınlaşıyor.
Bu tür suçların izini sürmek mümkün olsa da, VPN ve log tutmayan servislerin kullanımı soruşturmaları zorlaştırıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlar Daire Başkanlığı bu tür olayları soruşturmakla görevlidir. Sanal numaralarla ilgili suçlar, sadece teknik bir problem değil, aynı zamanda toplumsal bir tehdit oluşturuyor. Dijital dünyada dikkatli olmak ve kişisel verileri korumak büyük önem taşıyor. Burdur ve çevresinde benzer bir olay yaşayanlar, tanıklıklarını paylaşarak kamuoyunun farkındalığını artırmaya katkıda bulunabilirler.