CHP İstanbul Eyüpsultan’da Filistin’e Destek mitingi düzenliyor. Mitingde konuşmaların yapılacağı otobüsün üzerine eski Başbakan Bülent Ecevit ve Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) lideri ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin ilk başkanı Yaser Arafat’ın fotoğrafları asıldı.
Mitingde Ekrem İmamoğlu’nun mektubunu CHP’nin Olağanüstü İstanbul İl Kongresi’nde tekrar İl Başkanı seçilen Özgür Çelik okudu.
İmamoğlu mektubunda şunları söyledi:
“Yüreği insanlıktan yana atan değerli yurttaşlarım. Kıymetli hemşehrilerim Eyüpsultan’ın mübarek huzurunda Gazze’de İsrail’in işlediği suçları haykırmak için koşan her birinize sarılıyorum. Filistin ile Gazze ile dayanışmak ama en çok da insanlığın ortak sınavını konuşmak için toplandınız. İsrail, Gazze’de insan bütün uluslar arası hukuk kurallarını ayaklar altına alarak büyü bir zalimliği yaşatmaktadır. Birleşmiş Milletler’in soruşturma komisyonu yayımladığı raporda açıkça ifade etmiştir ki Filistin halkına karşı soykırım suçu işlenmektedir. Karadan ve havadan hedef gözetmeksizin yerleşim yerleri moloz yığınına çevriliyor. Hayatta kalanları da açlıkla öldürmeye çalışıyorlar. Siviller sığınacak güvenli bir yer bulamıyor. Keyfi gözaltılara maruz bırakılıyorlar. Gazze’deki bu tablo Filistin topraklarında süreklilik gösteren bir yok etme rejimidir. Çocuklar yetersiz beslendikleri için ölürken kimse biz bilmiyorduk diyemez. Tüm vicdanlı topluluklar ayağa kalkmıştır. Ancak devletler toplumların gerisinde kalıyorlar. Stratejik çıkarlar uğruna kör ve sağır kalıyor. İsrail’e açıktan cephe almak İsrail ve savaş rantçılarını karşısına almayı gerektiriyor. Netanyahu ve iktidarının bu pervasızlığının en büyük sebebi küresel güçlerden aldığı destektir. Son zamanlarda alınan Filistin’i tanıma kararları sembolik olarak önemlidir ama yeterli değildir. Çünkü bu gidişle fiilen Filistin kalmayacaktır. İsrail bir an evvel durdurulmalıdır. BM Güvenlik Konseyi kararları İsrail’in yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurmasını ve başkenti doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti temelinde iki devletli çözümü kabul etmesini öngörüyor. Tanımak ancak insanı yardımı engelsiz erişim sağlandığında anlam bulur. Sivillerin korunması sağlandığında anlam bulur. Savaş suçlarında sorumlular uluslararası ceza mahkemelerinde hesap verince anlam bulur. Devletlerin iki yüzlü politikalarına karşı tüm dünya toplumları Gazze için direnişi büyütüyor. Gazze’nin Sumud’una 4 bir yandan omuz omuza durarak dayanışma gösteriyor. Dünyanın 4 bir tarafında kurulan meydanlarda olduğu kadar Akdeniz’de Gazze’ye yol alan küresel Sumud filosundadır. İsrail’in taciz ve tehditlerine rağmen yol alan Sumud filosundaki aktivistlere hep birlikte güçlü bir selam gönderelim mi? Seferleri bizim seferimizdir. Türkiye başta olmak üzere Akdeniz ülkeleri dünya ülkelerini bu filonun ulaşmasına seferber olmasına davet ediyorum. Öte yandan Türkiye’de artık bu konuda iktidara çağrı yapmanın ne yazık ki bir anlamı kalmamıştır. İktidar Türkiye’de oluşturmaya çalıştığı otoriter rejim kurma projesine ses etmemesi karşısında Netanyahu’nun politikalarına somut bir karşılık vermeyecektir. Türkiye’nin Filistin’de kalıcı barış sağlanmasında önce kendi demokrasisini ve iç barışını kurmasından geçmektedir. Bunu da en yakın zamanda milletimizle başaracağız. Bugün insanlık için bu meydana gelen genel başkanlara tüm parti yöneticilerine bir kez daha sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bu dava hepimizin davası. Tüm vicdanlı toplumların her geçen gün çıkan gür sesiyle en yakın zamanda Filistin gerçekten özgür olacak. İnsani koridorlar açılmalı ve soykırımın faillerini adalet önüne çıkartmalıdır. Tarih bu dönemde kimin sustuğunu kimin cesurca konuştuğunu kaydedecektir. Biz susturulamayız. Bu ses insanlığın ve vicdanın sesidir. Filistin’e özgürlük!