Kardiyoloji uzmanları, kadınlarda kalp krizi belirtilerinin erkeklerden farklı, daha belirsiz ve “atipik” olabildiğini belirterek, bu durumun tanıda gecikmelere yol açtığı konusunda uyardı. Geleneksel olarak bilinen şiddetli göğüs ağrısı ve sol kola yayılan uyuşma gibi belirtilerin kadınlarda daha az görüldüğü, bu nedenle “gizli kalan” semptomların ciddiye alınması gerektiği vurgulandı.
Araştırmalara göre, kadınlarda kalp krizi belirtileri sıklıkla mide rahatsızlıkları, psikolojik stres veya kas-iskelet sistemi ağrılarıyla karıştırılabiliyor. Bu durum, hayati önem taşıyan tedavinin gecikmesine neden oluyor.
Göğüs Ağrısı Yerine Yorgunluk ve Mide Bulantısı
Uzmanlar, kadınlarda tipik göğüs ağrısı yerine şu belirtilerin kalp krizinin habercisi olabileceğini belirtti:
- Olağandışı ve Aşırı Yorgunluk: Krizden günler veya haftalar önce başlayabilen, aniden ortaya çıkan ve dinlenmekle geçmeyen, günlük aktiviteleri engelleyecek düzeyde halsizlik.
- Sırt, Boyun, Çene ve Omuz Ağrısı: Göğüs ağrısı olmaksızın, sadece sırtın üst kısmında, omuzlarda, boyunda veya çenede hissedilen baskı tarzında ağrı.
- Nefes Darlığı: Özellikle eforla artan veya dinlenme anında bile ortaya çıkan nefes alma güçlüğü.
- Mide Rahatsızlıkları: Reflü veya ülserle karıştırılabilen mide bulantısı, kusma, hazımsızlık ve üst karın ağrısı.
- Diğer Belirtiler: Ani başlayan soğuk terleme, baş dönmesi, bayılacak gibi olma hissi ve şiddetli endişe veya panik duygusu.
“Sessiz İskemi” Riski Daha Yüksek
Raporda, kadınlarda ve diyabet hastalarında “sessiz iskemi” (gizli kalp krizi) görülme sıklığının daha yüksek olduğu kaydedildi. Kalbin yeterli oksijen alamamasına rağmen belirgin bir ağrı hissedilmeyen bu durumda, tanının genellikle rutin EKG veya EKO kontrollerinde tesadüfen konulduğu ifade edildi. Tedavi edilmeyen sessiz krizlerin, kalpte kalıcı hasara ve kalp yetmezliğine yol açabileceği uyarısı yapıldı.
Mikrovasküler Hastalık ve Kırık Kalp Sendromu
Kadınlarda kalp hastalığı fizyolojisinin de farklılıklar gösterdiği belirtildi. Erkeklerde genellikle büyük koroner damarlarda tıkanıklık görülürken, kadınlarda kalbin en küçük atardamarlarını etkileyen “mikrovasküler hastalık” daha sık raporlanıyor. Bu durumun, anjiyografi gibi standart testlerde gözden kaçabildiği bildirildi.
Ayrıca, şiddetli duygusal stres sonrası ortaya çıkan ve kalp krizi belirtilerini taklit eden “Stres Kardiyomiyopatisi” (Kırık Kalp Sendromu) da özellikle menopoz sonrası kadınlarda daha yaygın görülüyor.
Uzmanlar, kadınların bu atipik belirtileri ciddiye alması, risk faktörlerini (şeker, tansiyon, sigara, kolesterol) kontrol altında tutması ve özellikle 40 yaşından sonra düzenli kardiyoloji kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.
















