Lefkoşa, 20 Temmuz 2025 – Bugün, 20 Temmuz, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümü. Türkiye için stratejik bir öneme sahip olan Kıbrıs, geçmişten günümüze kadar uzanan tarihi bağları, jeopolitik konumu ve güvenlik dinamikleriyle Ankara’nın dış politikasında her zaman merkezi bir rol oynamıştır.
Kıbrıs’ın Türkiye İçin Vazgeçilmez Önemi
Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki coğrafi konumu itibarıyla Türkiye için hayati bir jeostratejik değer taşımaktadır. Ada’nın kontrolü, Türkiye’nin deniz yetki alanları, enerji güvenliği ve bölgesel dengeler açısından kritik öneme sahiptir. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan enerji nakil hatları ve keşfedilen hidrokarbon kaynakları, Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminin kilit bir parçası haline getirmektedir. Türkiye, kendi kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesindeki haklarını koruma konusunda kararlıdır ve bu noktada KKTC’nin haklarını da güvence altına almaktadır.
Kıbrıs Barış Harekatı: Nedenleri ve Sonuçları
20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, adadaki Türk varlığının ve güvenliğinin teminatı olmuştur. Harekatın temel nedeni, 15 Temmuz 1974’te Yunanistan’daki cunta yönetiminin desteklediği darbeyle Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanma girişimi (ENOSİS) ve adadaki Türklere yönelik şiddetin artmasıydı. Türkiye, uluslararası anlaşmalardan doğan garantörlük hakkını kullanarak adaya müdahale etmiş ve Türk toplumunun can ve mal güvenliğini sağlamıştır.
Harekat, adanın fiili olarak ikiye bölünmesine yol açsa da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kurulmasının önünü açarak Kıbrıslı Türklerin kendi kaderlerini tayin etme ve kendi devletlerini kurma sürecini başlatmıştır. Bugün KKTC, uluslararası alanda tam olarak tanınmasa da, kendi kurumları ve demokratik yapısıyla varlığını sürdürmektedir.
Geleceğe Yönelik Perspektif
Kıbrıs sorunu, çözüm arayışlarına rağmen uluslararası arenada halen devam eden bir konudur. Türkiye, adada iki eşit ve egemen devletin varlığına dayalı, kalıcı ve adil bir çözümden yanadır. Bu çözüm, Kıbrıslı Türklerin eşit haklarını ve güvenliğini garanti altına almalıdır.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünde, Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığının sadece tarihi bir sorumluluk değil, aynı zamanda bölgesel istikrar ve kendi ulusal çıkarları açısından vazgeçilmez bir gereklilik olduğu bir kez daha vurgulanmaktadır. Doğu Akdeniz’deki artan jeopolitik gerilimler göz önüne alındığında, Kıbrıs’ın önemi gelecekte de Türkiye’nin dış politikasında önemli bir yer tutmaya devam edecektir.
Sizce Kıbrıs sorununun çözümü için uluslararası toplumun atması gereken en önemli adım ne olmalıdır?