Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras kalan ve Türk mutfağının temel taşlarından biri olan Türk kahvesi, kendine özgü kimliğiyle kültürel bir fenomen olarak varlığını sürdürmektedir. Su ve çaydan sonra Türkiye’de en çok tercih edilen içecek olma özelliğini taşıyan kahve, sadece bir lezzet unsuru değil, aynı zamanda sosyal etkileşimin ve misafirperverliğin de merkezinde yer alır. Dünyada telvesi ile birlikte servis edilen yegane kahve türü olması, onu diğerlerinden ayıran en belirgin özelliğidir. Pişirme metodundan sunumuna, köpüğünden kokusuna kadar her detayıyla asırlık bir geleneği yansıtır. Bu köklü kültürü modern bir anlayışla yaşatan yerel işletmeler, geleneğin devamlılığında kilit bir rol oynamaktadır. Sektörde 15 yıllık deneyime sahip Ispartalı bir işletmeci olan Ercan Çelik, bu mirası en otantik haliyle sunmayı hedeflediklerini belirtiyor. Çelik, “Başarımızın sırrı, yeşil çekirdek olarak aldığımız kahveyi kendi özel kavurma tekniklerimizle işlememizde yatıyor. Kavurduğumuz kahveleri yedi gün dinlendirerek aromasının tam olarak oturmasını sağlıyoruz” diyerek kaliteye verdikleri önemi vurguluyor. El yapımı ürünler ve rekabetçi fiyat politikası sayesinde, özellikle gençler ve öğrenciler arasında popülerlik kazandıklarını ifade eden Çelik, müşterilerden aldıkları olumlu tepkilerin kendileri için en büyük motivasyon kaynağı olduğunu sözlerine ekliyor.
Osmanlı’dan Günümüze Bir Lezzet Ritüeli: Türkiye’nin Geleneksel Kahve Kültürü




