ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı konuşmada, iktidarı “acele kamulaştırma” ve maden yasası üzerinden sert bir dille eleştirdi. Tanrıkulu, özellikle gece yarısı çıkarılan kararnamelerle yapılan kamulaştırmaların “zulüm” olduğunu ve yasanın belirli şirketlerin çıkarlarına hizmet ettiğini iddia etti.
“AK Parti’yi Yaratanlar Değil, Yarattıkları Teslim Almış”
Tanrıkulu, konuşmasında AK Parti’nin kuruluş felsefesinden uzaklaştığını öne sürerek, “Ak Parti’yi yaratanlar var; bir de Ak Parti’nin yarattıkları var ve şimdi o yarattıkları Ak Parti’yi de teslim almış durumda. Yasa yaparken de o yarattıklarınız için yapıyorsunuz. Sizi onlar teslim almış” ifadelerini kullandı. Yasanın ekinde sunulan krokilerin, hangi şirketin hangi zeytinliğe dokunacağını açıkça gösterdiğini belirten Tanrıkulu, “Bu işi de gece yarısından sonra yapıyorsunuz; sizi var eden değerlere karşı, sizi yaratan insanların değerlerine karşı yapıyorsunuz. Buna rağmen, bu saatte bu yasayı hiç tartışmadan kabul edeceksiniz” dedi.
“Acele Kamulaştırma Zulüm ve Talanın Aracı”
Acele kamulaştırma kararlarının hukuka aykırı olduğunu savunan Tanrıkulu, “Acele kamulaştırma zulümdür. Bir insanın evine, tarlasına, gece saat 12’de çıkartılan bir kararla el koyacaksınız, sabah dozer göndereceksiniz. Bu iş budur” şeklinde konuştu. Uzlaşma, dava ve yargı süreçleri varken acele kamulaştırmaya başvurulmasının ardında şirketlerin baskısının olduğunu iddia eden Tanrıkulu, “Çünkü o şirketler sizi zorluyor! O şirketler vatandaşla, davayla uğraşmak istemiyor. Niye uğraşsın ki? Elinde Adalet ve Kalkınma Partisi var. Niye mahkemeye gitsin ki? Bu güç size bunları dayatıyor” ifadeleriyle eleştirilerini sürdürdü.
Doğu ve Güneydoğu’daki Maden Faaliyetleri Mercek Altında
Tanrıkulu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki maden çalışmalarıyla ilgili de çarpıcı iddialarda bulundu. Güvenlik gerekçesiyle yapılamayan maden çalışmalarının şimdi yeni bir “talanla” başladığını belirten Tanrıkulu, Diyarbakır Kulp ile Muş arasındaki Hasandin Yaylası’nda yaşananları örnek gösterdi. 20 yıl önce alınmış, hukuki dayanağı kalmamış ÇED raporlarıyla maden şirketlerinin bölgeyi tahrip ettiğini dile getiren Tanrıkulu, “Mahkeme yazısı elimde. 20 yıl önce alınmış bir ÇED raporuna dayanılarak çalışmalara başlanmış. Mahkeme belge istemiş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü demiş ki: ‘Su baskını nedeniyle tahrip olduğu yönünde tutanak vardır.’ Yani aslında hiçbir belge yok” ifadelerini kullandı.