30 Ağustos Zaferi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve çağdaşlaşmasının temelini atan tarihi bir zaferdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bu zafer, Türk ulusunun azim ve özverisinin bir göstergesidir. Zafer, Sevr Anlaşması’nın dayattığı ağır koşulları reddederek, bağımsız ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının yolunu açmıştır. Ancak, bu zaferin mirasının günümüzde de bazı tehditlerle karşı karşıya olduğu bir gerçektir. Son dönemde, Anayasa’da tanımlanan ‘Türk Milleti’ kavramı ve ulus devlet yapısı tartışmalara konu olmaktadır. Bazı çevreler, etnik kimliklere dayalı ayrışmayı hedefleyen söylemler kullanmaktadır. Oysa Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir’ diyerek, ortak bir kimlik ve aidiyet vurgusu yapmıştır. Cumhuriyet’in temeli, etnik veya mezhebi farklılıklara değil, yurttaşlık esasına dayanmaktadır. Ulus devlet ve üniter yapı, ülkenin bölünmez bütünlüğünü ve halkın ortak iradesini güvence altına almaktadır. Bu temel ilkelerin bilinçli olarak zayıflatılmasının ulusal birliğe ciddi bir tehdit oluşturduğu unutulmamalıdır. 30 Ağustos Zaferi’nin mirasını korumak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, laikliğini ve çağdaşlığını gelecek nesillere taşımak için, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalmak büyük önem taşımaktadır.
30 Ağustos Zaferi: Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda Bir Dönüm Noktası
