Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 22. Olağanüstü Kurultayı’nın ardından, 24 Ekim’de görülecek olan şaibeli kurultay davası, parti içinde büyük bir belirsizlik yaratıyor. Davanın sonucu, partideki dengeleri ve gelecekteki yol haritasını önemli ölçüde etkileyebilir.
Hukukçular arasında görüş ayrılıkları bulunuyor. Bazı hukukçular, mahkemenin 24 Ekim’deki kararının, 2023’ten sonra alınan tüm kararları iptal edebileceğini ve 21. ve 22. Olağanüstü Kurultayların hükümsüz hale gelmesine yol açabileceğini belirtiyor. Bu senaryoda, sürecin Kasım 2023’e geri dönmesi ve parti içinde yeniden yapılanmanın gündeme gelmesi muhtemel görünüyor.
Ancak farklı bir görüşe sahip hukukçular da mevcut. Bu görüşe göre, Olağanüstü Kurultaylar ile partinin iradesinin yenilendiği ve mahkemenin vereceği bir hükümsüzlük kararının yeni iradeyi ve sonucu etkilemeyeceği savunuluyor. Bu hukukçular, delegelerin aldatılması, yanıltılması veya korkutulması gibi bir durumun söz konusu olmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini düşünüyor.
CHP kurmayları ise 22. Olağanüstü Kurultay’ın delegelerin çağrısıyla yapıldığını ve 2023 kurultayına ilişkin davanın ‘konusuz’ kaldığını iddia ediyor. Kasım ayında yapılması planlanan olağan kurultay öncesinde il kongrelerini tamamlayarak yeni delegeler belirleyeceklerini ve olası bir kayyım veya mutlak butlan kararının sadece kurultay tarihini etkileyebileceğini belirtiyorlar.
24 Ekim’deki mahkeme kararı, CHP’nin geleceğini şekillendirecek kritik bir dönüm noktası olacak ve parti içindeki siyasi dinamikleri yeniden belirleyecek. Kararın ardından yaşanacak gelişmeler yakından takip edilecek.
















